Bir taksi şoförünün objektifinden gece vardiyası

80’li yıllarda New York’ta taksi şoförlüğü yapan Ryan Weideman isminde bir adam, fotoğraf tutkusuyla işini birleştirir. Hayatı boyunca fotoğrafçı olmak isteyen ancak geçim derdi sebebiyle bunu nasıl yapacağını bilemeyen Weideman, gece vardiyasında karşılaştığı ilginç insanların portrelerini çekmeye karar verir.

Yedi yolcu kapasitesine sahip Checker taksisini, bir nevi portreler yakalayabileceği bir stüdyo olarak kullanan Weideman, kendisini “fotoğrafçı-taksi şoförü” olarak tanımlar.


Weideman sıkıcı trafiğin hakim olduğu gündüz vardiyasından gece vardiyasına geçiş yaptığında, insanların sıra dışı taraflarına tanık olur. Ve bu durum, “Taksinin içinde: New York’ta Gece Yarısı” adlı serisine ilham verir.


Weideman’ın fotoğraflarında insanlar pek çok farklı tutum sergilemiş. Kimi müşteriler fotoğraflara model olmaktan hoşnutken, kimileri de fazlasıyla tehditkar.


Olumsuz durumlarla sık sık karşılaşan “fotoğrafçı-taksici”miz elbette ki yılmamış.


Fotoğraf çekmesinden rahatsız olunduğunu fark ettiğinde günümüz deyimiyle “selfie” çekiyormuş gibi yaparak, kendisini ön plana almış.


Belki alkolden, belki gün sonu yorgunluğundan, insan maskelerinin düştüğü bu gece vardiyası serisi, New York’un 1980’lerdeki gece hayatına ışık tutuyor.