Bu Sanatçının Sahilde Bulduğu Deniz Kabuklarıyla Yaptığı Hayvan Portreleri Sizi Hayrete Düşürecek

Pandemi kutlanacak birşey değil, burası kesin, ama görünüşüe bakılırsa pandemi döneminde birçoğumuz yaapcak yeni ve enteresan şeyler bulduk. Bazılarımız mutfaktaki becerilerini geliştirmeye yoğunlaştı, bazılarımız bahçe işlerine merak sardı, kimimiz daha sağlıklı alışkanlıklar edinmeye başladı ve yaşam kalitelerini yükseltti, düzenli olarak egzersiz yapmaya başladı ve bazılarımız da kendi kendilerine yapabilecekleri el işi projelerine yöneldi. 

Biz de sanatçıyla iletişime geçerek bu güzel tasarımları hakkında ona sorular sormak istedik. Yaptığı işler öylesine detaylarla dolu ki kendinizi bu mozaiklerden birini yapmanın ne kadar zaman aldığını merak ederken bulabilirsiniz. 


Anna büyük işlerin aşağı yukarı 3 gün ila bir hafta arası sürdüğünü ve bazen biraz daha fazla zaman aldığını söylüyor. “Tamamlanmış işi gördüğünüz zaman mozaiklerin basit göründüğünün farkındayım ama mozaik yaparken bir araya gelmesi gereken deniz kabuklarını bulmak çok zor olabiliyor. 


Sahilde bu mozaikleri yapmaya ilk başladığımda kabuk toplamaktan işi tamamlamaya kadar olan kısım 5-6 saatimi alıyordu, ama o zamandan bu yana yaptığım işler gelişti ve daha detaylı ve boyutlu olmaya başladı, o nedenle de artık mozaikleri yaparken daha titiz ve dikkatli olmak zorundayım.” Anna ayrıca artık sahildense evde çalıştığını söylüyor.


Tüm sürecin nasıl geliştiğiyle alakalı sorularımız da oldu. Sanatçı bununla alakalı da konuştu ve alışılagelmişin dışında materyallerle çalışırken karşılaştığı zorluklardan bahsetti. “Doğası gereği kum kendi kendine şekil almaz, o nedenle öncelikle uzun mozaik sürecine dayanabilir hale gelmesi için kumu suyla karıştırıp kompakt hale getirmeniz gerekiyor.” 


Sanatçı ayrıca bazı heykel yapımcılarının kolay yapışan özel bir tür kumla çalışmayı tercih ettiğini ama kendisinin yalnızca sahil kumu ve su gibi çiğ materyaller kullanmayı seçtiğini de ekledi. “En zor kısım kumun kompakt hale gelecek ölçüde ıslak ancak parçalanacak kadar ıslak ya da kuru olmadığından emin olmak. 


Ve tıpkı yapboz yapar gibi doğru yere gelecek doğru deniz kabuklarını bulmak zaman alıyor ve bazen mükemmel olan parçayı bulabilmek için daha fazla deniz kabuğu toplamak zorunda kalıyorum. 


Yalnızca ıslak kum deniz kabuklarını yerinde tutabildiği için dikey olan bazı yerlerdeki deniz kabuklarının birbirlerini sağlam biçimde tutabilmesi birkaç deneme gerektiriyor ve buralar küçük bir dokunuşla parçalanabilecek halde oluyorlar. Bu nedenle de elinizi sabit tutuyor olmanız ve her zaman için sabırlı davranmanız gerekiyor.”


Tamamen doğal materyaller kullanarak sanat yapmak aynı zamanda hem enteresan hem de oldukça zor olabilir. Eminiz ki siz de önce nereden başlamanız gerektiğini ya da yapılacak işlerin sıralamasını merak ediyorsunuzdur.


Öncelikle kafanızda bir fikir mi oturtmalısınız ya da önce materyallerinizi mi hazır etmelisiniz? Anna öncelikle farklı boyutlardaki ve renklerdeki deniz kabuklarını kafasındaki fikre uygun şekilde bir araya getiriyor. 


Bu kısım tamamlandıktan sonra istediği hayvanın şeklini kumla modelliyor. “Kum çalışması çok eğlenceli bir materyal olduğundan bu kısım tüm işlemin en sevdiğim kısmı. Kumun hatalar konusunda bağışlayıcı olduğunu söyleyebilirim ve kuma hiçbir araç gereç kullanmadan şekil verebiliyorsunuz. 


Ama heykel deniz kabukları olmadan tamamlanmıyor. Ben bütün süreci bir yapbozu bir araya getirmek gibi düşünüyorum, her parçanın kendi yeri var ve istediğim etkiyi yaratmak için bu parçalardan her birinin yerine tam oturması gerekiyor. 


Bu biraz takı yapmaya da benziyor ki bu da benim yapmaktan hoşlandığım şeylerden bir diğeri. Son olarak da herşeyin uzun ömürlü olacağından emin olmanız gerekiyor ve ben şu an bu işlemi olabilecek en mükemmel seviyeye getirmek için uğraşıyorum.”


Peki tamamlandıktan sonra bu güzel heykellere ne oluyor? Anna’nın ilk heykelleri kısa ömürlü oldukları için parçalanmak zorunda kalmışlar, ama şimdilerde yaptığı eserler kalıcı ve bunları zamanının çoğunu bunları yapmakla geçirdiği evinin garajında görebilmek mümkün. “Daha büyük heykelleri kalıcı hale getirene kadar önümde gitmem gereken çok yol var, bu nedenle de umuyorum ki yakın bir zamanda kendilerine bir sanat galerisinde veya koleksiyoncunun evinde yer bulacaklar,” diye de ekliyor.


Anna’nın ve bu deniz kabuklarından yaptığı hayvan heykelleri projesinin çok fazla potansiyeli olduğunu söylemeliyiz. Sizin de gördüğünüz gibi bu derece büyüleyici ve çabasız görünen birşey aslında çok fazla çaba ve sabır gerektiriyor. 


Anna diyor ki, “Bir sanatçı olarak benim asıl görevim sürekli olarak sınırları zorlamak. Kumla çalışmaya başlayalı yalnızca bir sene oldu, ama bu materyalle aramda daha önce hiçbir şeye karşı hissetmediğim bir bağ oluştuğunu hissediyorum. Yalnızca çıplak ellerimi kullanmaktan ve fikirlerimin hayata geçtiğini görmekten daha fazla bana güç veren birşey yok.”


Sanatçıya bunların yanı sıra gelecek hakkındaki planlarını ve bu son projesiyle ilgili yeni fikirlerinin olup olmadığını da sorduk. 


Cevabına dayanarak ondan daha fazla harika şeyler bekleyebileceğimizi söyleyebiliriz ve bu proje onun için yalnızca bir başlangıç olmuş: “Aslında kumla denemek istediğim çok fazla fikir ve yönelmek istediğim değişik yönler var. 


Bu kum tekniğini takı işlerime de adapte etmek ve bu alanda kullanmak istiyorum ve bazı eksperimental parçalar ortaya koymayı düşünüyorum. Bunların yanı sıra, kumu düz alanlardan kaldırma gibi bir amacım var böylece de rölyef gibi olmayacak ve üç boyutlu heykeller haline gelecekler. 


Bence önümüzdeki 6 ay içerisinde işlerim şu anda olduklarından çok daha farklı görünecekler ve bu konuda son derece heyecanlıyım.” Biz de sanatçının yaratacağı muhteşem şeyler için en az onun kadar heyecanlıyız!